Yeni anne olmak... Bu kelimeler kulağa ne kadar da heyecanlı geliyor değil mi? Mucizevi bir doğumun ardından, kocaman bir sevgiyle kucağa alınan küçücük bir can ile tanışmak… Bu süreçte heyecan, mutluluk, sevgi gibi duygular hissedebilirken, aynı zamanda endişe, kaygı ve korku gibi duygular da deneyimlenebilir. Anne olmak, bireyin tanıştığı bu yeni deneyim, beraberinde heyecan ve mutluluk gibi duygular getirebilse de bu herkes için geçerli olmayabilir. Bu kadar heyecan dolu deneyimin ardından depresif hissetmek normal mi? Hamilelik öncesinde durum bu kadar çalkantılıyken, hamilelik sonrasında anne adayları nelerle karşılaşabilir? Doğum sonrası depresyon, birçok yeni annenin zorlanabildiği, konuşmaktan çekindiği bir gerçeklik de olabilir. Hamilelik sonrası depresyon nedir? Neden olur? Nasıl başa çıkılır? Gelin birlikte pembe perdenin arkasına geçelim ve bu zorlu olabilecek süreçle ilgili merak edilenleri beraber ele alıyor olalım.
Doğum Sonrası Depresyonu Nedir?
Doğum sonrası depresyonu olarak da bilinen pospartum depresyon, doğum sonrasında kadınlarda görülen fiziksel ve ruhsal davranış değişiklikleridir.
Hamilelik esnasında kadınların hormonlarında çeşitli değişimler görülür. Bu değişimler, doğum ile birlikte eski haline döner. Hormonlardaki ani değişiklikler, doğrudan doğum sonrası depresyona neden olmasa da bu değişimlere annelik sorumluluğu ve hissi eklenir. Bu ise kadınların kendilerini mutsuz ve çaresiz hissetmesine neden olabilir. Genellikle doğumdan sonraki 48 saat ila 72 saat arasında görülen depresyon hali, bazı durumlarda haftalar sonrasında da görülebilir. Doğum sonrası depresyonun nedeni tam olarak bilinemese de annelik sorumluluğu ve kaygı gibi unsurların depresyona neden olduğu düşünülür. Üzüntü, umutsuzluk, yorgunluk, iştahsızlık, uyku problemleri ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler bu süreçte kendini gösterebilir. Bu belirtiler hafif ila şiddetli arasında değişebilir ve günlük hayatı olumsuz etkileyebilir.
Neden Olur?
Doğum sonrası depresyonun tek bir nedeni yoktur. Biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir.
- Biyolojik Faktörler: Doğumdan sonra hormon seviyelerinde ani değişiklikler, beyin kimyasında değişiklikler ve uyku problemleri doğum sonrası depresyona katkıda bulunabilir. Vücutta yer alan östrojen ve progesteron hormonları, doğum sonrasında oldukça hızlı bir şekilde düşer. Bu düşüş, doğum sonrası duygusal sağlık değişimine neden olabilir. Bu durum, genellikle yorgunluk, halsizlik, kişinin kendisini depresif hissetmesi gibi semptomların görülmesini tetikleyebilir.
- Psikolojik Faktörler: Geçmişte depresyon veya anksiyete öyküsü, stres, kaygı, düşük özgüven ve yetersizlik duyguları doğum sonrası depresyon riskini artırabilir.
- Sosyal Faktörler: Yetersiz sosyal destek, yalnızlık, aile içi sorunlar ve maddi zorluklar doğum sonrası depresyon riskini artırabilir.
- Duygusal değişim: Yeni doğan bebeklerin sıklıkla ağlamaları ve emzirilmeye ihtiyaç duymaları, annelerin bu süreçte oldukça fazla yorulmalarına neden olabilir. Bunun yanı sıra doğum sonrasında kadınların rutinleri değişiklik gösterir. Özellikle kadınların gece uykularında düzensizlikler meydana gelir. Bu ve bunun gibi durumlar, annelerin kendilerini yorgun ve mutsuz hissetmesine neden olabilir.
Belirtileri Nelerdir?
Anne depresyonu olarak da bilinen depresyon belirtilerinin hamilelik sürecinde görülmesi olanaklıdır. Belirtilerin doğum sonrasında da devam etmesi halinde bu duruma depresyon denilebilir. Ruh halindeki ve fiziksel hareketlerdeki değişiklik hali, doğum yapan kadınların %10-20’sinde görülebilir. Doğum sonrası depresyonun belirtileri kişiden kişiye değişebilse de, bazı yaygın belirtiler şunlardır:
- Sürekli üzüntü ve umutsuzluk hali
- Yoğun yorgunluk ve halsizlik
- İştah değişiklikleri (kilo alma veya verme)
- Uyku problemleri (uykuya dalmada zorluk veya aşırı uyku)
- Konsantrasyon güçlüğü
- Sinirlilik ve öfke patlamaları
- Bebeğe karşı ilgisizlik veya bağ kurmakta zorluk
- Kendi kendine zarar verme veya intihar düşünceleri
Her Yeni Anne Depresyona Girer mi?
Her yeni anne doğum sonrası depresyon yaşamaz. Fakat araştırmalar, her yedi anneden birinin bu durumla karşı karşıya geldiğini gösteriyor.
Peki, Kimler Risk Altında?
- Daha önce depresyon veya anksiyete öyküsü olanlar
- Zor bir doğum süreci yaşayanlar
- Sosyal destek göremeyenler
- İlk kez anne olanlar
- Bebekle ilgili endişeleri olanlar
- Annelik konusunda kendini yetersiz hissedenler
Eğer Bu Belirtileri Yaşıyorsanız Ne Yapmalısınız?
Doğum sonrası depresyon, tedavi edilebilir bir durumdur. Doğum sonrasında depresyon etkileri annelerin yaşam kalitelerini azaltabilir. Annelerin yaşam kalitelerini arttırmak için; Aile bireyleri, eş veya arkadaştan duygusal destek almak, düzenli olarak fiziksel egzersizler yapmak, kişisel bakıma zaman ayırmak, benzer deneyime sahip annelerle iletişim kurmak iyi olabilir.
Belirtilen uygulamalar, annenin kendini çok daha huzurlu hissetmesine katkı sağlar. Doğum sonrası depresyonun anne-bebek ilişkisine etkisi olumsuz olabildiği için bebeğin ruhsal sağlığı açısından, annenin çok daha hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını destekleyen adımlar atması oldukça önemlidir. Bu uygulamaları yapabilmek kişiden kişiye değişebilir. Yapılamadığı durumda profesyonel yardım almak önemlidir.
Bu nedenle, yukarıdaki belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, uzman bir terapistten randevu oluşturup yardım almaktan çekinmemelisiniz. Doktorunuz veya alanında uzman bir terapist, size özel bir tedavi planı oluşturabilir ve gerekli desteği sağlayabilir.
Doğum sonrası depresyon, birçok yeni annenin yaşadığı bir durumdur. Bu zorlu süreçte ailenizden ve sevdiklerinizden destek almanız, kendinize zaman ayırmanız ve bir uzmandan yardım almanız çok önemlidir.