Duygu Odaklı Terapide Öfke Yönetimi

Duygu Odaklı Terapi, son on yılda mesleki çevreler tarafından artarak tanınmış ve yayılmış bir psikoterapi tekniğidir. Duygu Odaklı Terapi, pek çok alanda olduğu gibi öfke kontrolünde de olumlu etkisini göstermektedir.

single-img

Duygu Odaklı Terapi (Emotion Focused Therapy – EFT), son on yılda mesleki çevreler tarafından artarak tanınmış ve yayılmış bir psikoterapi tekniğidir. Duygu Odaklı Terapi, pek çok alanda olduğu gibi öfke kontrolünde de olumlu etkisini göstermektedir.

 

Duygu Odaklı Terapi Nedir?

Duygu Odaklı Terapi (DOT), duyguları anlamayı ve yönetmeyi merkeze almış bir psikoterapi tekniğidir. Bu tekniğe göre duygular; düşüncelerimizin, davranışlarımızın ve genel iyi oluş halimizin oluşumunda kritik rol oynuyor. DOT, danışanların duygularını tanımalarını ve sağlıklı ve fonksiyonel şekilde ifade etmelerini amaçlamaktadır.

DOT süresince psikologlar, danışanlara öfkenin altında yatan sebebi anlama yolculuğunda eşlik eder. Öfkenin kaynağını anlayınca, bireyler kendi hassasiyetlerini, tetiklenme noktalarını daha iyi anlayıp bu yönde baş etme stratejileri geliştirir. DOT, bireylere, duygularına derinlemesine inebilmek, farkındalığa ulaşmak ve olumlu adımlar atabilmek için güvenli ve destekleyici bir alan sunar.

 

Duygu Odaklı Terapinin Öfke Yönetimine Faydaları

DOT ile çalışan psikologlar, bireylere sunduğu güvenli ve destekleyici ortam sayesinde oluşan farkındalıkla öfkenin derinliklerine inmek için ortam sağlar. Bu farkındalıklar daha uzun süreli ve anlamlı değişimlerin kapısını açar.

 

DOT sürecinde bireylerin öğrendiği birtakım baş etme araçları vardır. Duygu düzenleme egzersizleri, iletişim becerileri, sorun çözme becerileri ve öz bakım pratikleri bu araçlardandır. Bu davranışlar öğrenildikçe kişinin öfkeli anlarında verdiği tepkilerin şiddeti ve etkisi kolayca kontrol altına alınabilir.

 

Duygu Odaklı Terapiye Göre Duyguların Sınıflandırılması

DOT’a göre öfke, birincil bir duygu değildir. Öfke, altta yatan birincil duygulara tepki olarak ortaya çıkan ikincil bir duygudur. Yani aslında ikinci aşamadır. Altta yatan birincil duygulara hayal kırıklığı, korku ve kırgınlık gibi duygulardan örnek verebiliriz. Bireyler, altta yatan birincil duyguları tanıdıkça asıl problemle baş etmeye daha da yaklaşırlar.

 

Duygu Odaklı Terapide Öğrenilen Öfke Kontrol Teknikleri

Öfke yönetiminde sorun yaşayan danışanların öfkeli anlarda tepkilerini ve duygularını baş edilebilir seviyeye indirmesine yardımcı olacak bazı teknikler vardır.

 

1-Duygu Düzenleme Teknikleri

Duygular, bazı bedensel ipuçlarıyla da bağlantılıdır ve baş etmek için bu ipuçlarından da faydalanırız. Nefes egzersizleri, farkındalık (mindfulness) çalışmaları, imajinasyon egzersizleri bunlardan birkaçıdır.

 

2-İletişim ve Sorun Çözme Becerileri

DOT, pek çok konuda olduğu gibi öfke yönetiminde de etkili iletişimin önemini vurguluyor. Terapi sürecinde keşfedilen yeni duyguları ifade etmenin çeşitli ve daha sağlıklı yollarını bulmak, bireylerin çevresine yaydığı etkinin de sağlıklı ve fonksiyonel düzeyde kalmasına yardımcı olur. Daha doğru iletişimle öfke patlamalarının önüne geçilebilir.

 

3-Öz Bakım ve Stres Azaltma Egzersizleri

 

DOT, stres ve öfkenin arasındaki bağlantıyı önemsiyor. Öfkenin artmasına sebep olan tetikleyicileri azaltmak için stresi azaltıcı çalışmaların genel yaşantıda artması oldukça faydalıdır. Öz bakım tekniklerine spor yapmak, hobi edinmek, sosyal destek ortamlarına girmek ve rahatlama çalışmaları yapmak örnek olarak verilebilir.

 

 

Duygu Odaklı Terapide Öfke Yönetimi Adımları

1-Duyguyu Tanımlamak ve Kabullenmek

Bazı zor duygularla yaşamak zordur. Randevu alıp psikoloğa geldiğinizde, karşılaşma ihtimalinizin olduğu ve terapinin belki de en dirençle karşılaşılan kısmı, bireyin yaşadığı zor duyguyu kabul etme aşamasıdır. Olumsuz duyguları kabul etmek yerine onları hayatımızdan göndermeye çalışarak duygularımızla aramıza mesafe koyarız. Bu da duyguların yaşanmasına ve kendi iyileşme sürecine girmesine engel olur. Terapinin ilk amacı danışanın bu duyguları anlamasını, isimlendirmesini ve kabul etmesini sağlamak olacaktır.

 

2-İkincil Duygudan Birincil Duyguya Geçiş

Öfkeli olma hali genelde sorunun kaynağı gibi görülse de çoğunlukla kişiler asıl hissettikleri duygudan kaçmak için öfke ile tepki vererek rahatlama yoluna giderler. Öfkeli tepki vermek ilk anda iş yarar görünür: çünkü bu tepkiyi verirken çevremiz bizden çekinebilir, hatta korkabilir. İstemediğimiz bir duruma maruz kalmayı bir süre de olsa engelleyebilir veya erteleyebilir. Ancak kendimizi dışardan gelen zararlara karşı korumaya çalıştığımız bir an, çevremize korku saçtığımız kötü bir ana dönüşebilir.

 

Duygu odaklı terapide, kişinin öfke ile tepki vermesine sebep olan birincil ve derini sarsıcı duygu keşfedilir. Bu keşif, bulunan duygunun terapi alanında güvenli bir şekilde açığa çıkmasına ve o duyguya maruz kalma süresinin artmasına sebep olur. Sonuç olarak bu maruziyet bize daha geniş bir tolerans penceresi sunar. Terapi odasından çıktığında kişilerin benzer durumlara daha az şiddetle tepki verdiği ve bu tepkileri sebepleriyle daha entelektüel seviyede anlamlandırdığı görülmektedir.

 

3-Temel inanç ve örüntülerin fark edilmesi

Bireyler, terapide iç dünyalarına yolculuğa çıkar. Bu yolculukta bazı temel ama disfonksiyonel inançlara sahip olduklarını, ve bu inançların onları birtakım davranışlara ittiğini görmeleri mümkündür. DOT’un son aşamasında bu inanç ve örüntülerin ortaya çıkması, sağlıklı inanç ve örüntülerle yer değiştirmesi amaçlanır.

 

Duygu Odaklı Terapiye ulaşmak son yıllarda daha kolay hale geldi. Öfke ile baş etme yöntemleri arayan kişilerin sorunun daha derinine inerek temel değerleri ve inançları sorgulaması, süreci hızlandıran faktörlerden biridir. Günlük yaşantıda bireylerin farkındalığı yükseldikçe, olumlu adımlar atmaya başladıkça ifade gücü gelişir.

 

Eğer öfke sorunları yaşıyorsanız, Lanu Psikoloji’deki uzman klinik psikologlardan randevu alabilir, ihtiyaç duyduğunuz desteğe ulaşabilirsiniz.