Tanımı: Fobi; bir olay veya nesneyle ilişkili, tehlike algısı aranmaksızın, yaşayan kişi tarafından anlamsız olarak tanımlansa da kişiyi engelleyen ve korkunun aracılık ettiği bir tür kaçınma şeklinde tanımlanmaktadır. Gerçek anlamda bir tehlike olmasa da kişinin yaşam işlevselliğini bozacak şekilde hissedilen huzursuzluk ve rahatsızlık hissi fobi tanımı için yeterli bir sebeptir.
Fobi, genellikle kişinin kendisine dair bir sıkıntı veya kaygıyla bağlantılı olarak sosyal ve akademik işlevlerinde bozulmalara sebep olabilmektedir. Bazı korkular bireyin yaşamında tedavi gerektirecek kadar zorluk yaratmaz çünkü; dış dünyada yoğun karşılaşabileceği bir nesne ya da durumla ilişkili olmayabilir örneğin, yılan korkusu gibi. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda; özgül fobi ve sosyal fobi daha sıklıkla görülen ve detaylandırılması gereken fobilerdendir.
Özgül fobi; belli bir nesne veya durum ile karşı karşıya kalma ya da karşılaşmaya dair bir beklenti olmasına ilişkin aslı olmayan korkulardır. Kültürden kültüre değişkenlik göstermektedir. Klostrofobi (kapalı alan korkusu), agorafobi (açık alan korkusu), akrofobi (yükseklik korkusu) vb. korkular en sık rastlanan özgül fobi türlerindendir.
Sosyal fobi; başka kişilerin varlığı ile ilgili ısrarcı ve mantıksız korkulardır. Oldukça yaygın olan sosyal fobiler, kişilerin hayatlarını fazlasıyla sınırlandırmaktadır. Bu durumu yaşayan birey, toplum içinde konuşmak veya sunum yapmak gibi performans gerektirecek durumlardan kaçınmayı tercih ederek daha çok utangaç bir tutum sergiler. Başka kişiler ile birlikte aktivite yapmak; yemek yemek ve çalışmak gibi temel durumlar dahi sosyal fobi yaşayan kişi için fazlasıyla kaygıya sebep olabilmektedir.
Fobilerin nedenleri ile ilgili psikanalitik, davranışçı ve bilişsel kuramlar gibi pek çok görüş bulunmaktadır. Bununla birlikte; çocuklukta, ergenlikte ve yetişkinlikte fobilerin ortaya çıkması ve kişilerde gözükme durumu farklılık göstermektedir.
Genellikle çocukluk çağı korkularından olan okul fobisi; günümüzde de yaygın bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ayrılık kaygısı, yani çocuğun ebeveynlerinden uzun süre ayrı kalması durumu okul korkusunun temelinde yatan nedenlerdendir. Bir diğer neden ise; okul reddi olan okula karşı gerçekleştirilen gerçek bir korku ya da genel olarak sosyal fobi ile ilişkili olarak ortaya çıkmaktadır.
Fobilerin nedenleri gibi tedavilerinde de temel alınan bazı kuramlara göre tedaviler uygulanmaktadır. Birçok kişi çoğu zaman fobilerinden yakınsa dahi tedavi olmak istemeyebilir veya zaman ayırmayabilir. Fobisi bulunan kişilerin tedavilere başlama oranları, sıklıkla kişinin işlevselliği bozulduğunda veya fobisinin kendisini sosyal ortamlarda zorlayıcı kaçınmalara yol açmasıyla birlikte yükselir. Ancak; fobisi bulunan kişilerin zorlayıcı duruma kadar beklemeleri ve tedavilerini ertelemeleri hem kendilerini yoğun bir rahatsızlığa sokabilir hem de uzmanların işini zorlaştırabilir. Bu sebeple; kişilerin çoğu zaman kolaylıkla atlatabileceği fobilerin, hayatı yaşanmaz hale getirmemesi için ruh sağlığı profesyonellerinden destek alınması gerekmektedir. Psikiyatri muayenesi ve ilaç tedavisi için psikiyatri hekimlerinden, psikoterapi ile ilerlemek için uzman psikologlardan randevu alınmalıdır. Sonuç olarak; işlevselliği oldukça etkileyen ve sorun yaratan durumun şiddeti doğrultusunda multidisipliner bir yaklaşım ile psikiyatrik konsültasyon ve bir klinik psikolog tarafından psikoterapi desteği ile ilerlenmesi, en sağlıklı olan tedavi biçimi olacaktır.